Osmanlı Devleti Neden Yıkıldı ?

Muhteşem Osmanlı Devleti…
Yepyeni bir çağın bembeyaz sayfalarını açan, koca bir imparatorluğu yerle bir eden,savaşlar kazanıp
kaybeden, bir devrin en çok korkulan devleti, Osmanlılar!

30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması ile işgali kabul eden devlet, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin
açılması ile milletimiz üzerindeki etkinliğini yitirmeye başlamış, 1 Kasım 1922 günü saltanatın
kaldırılması ile de tarih sahnesinden silinmiştir.

Ancak bunlar 365 günün sadece 1 tanesidir ve bir sabah kalkınca ülkenizi yokolmuş bulmazsınız.
Nedir Osmanlıları bu hale getiren?

Osmanlı Devleti 18.yy’dan sonra bazı girdiği savaşları kazanmasına karşın, duraklama safhasına girmişti
ve bu safha devletin beyninde bir tümöre dönüştü.Gerileyen maliye, savaşların uzun ve maliyetli olması
devleti sürekli geriletmekteydi.

Ve o mel’un savaş…Kırım!
1853 yılına gelindiğinde, ‘Hasta Adam’ Osmanlı, ne yazık ki endüstrileşemeyerek, gelişmiş diğer devletlerin
ağzına bakar hale gelmişti.Şu bir gerçektir ki, eğer çıkarları çatışmasaydı, Osmanlı’nın yıkılması
20.yy’a sarkmazdı.
Rusya, Osmanlı’daki Ortodoksları bahane ederek Osmanlı’ya savaş ilan etti.3 yıl süren bu savaşta
Rusya’nın böylesine mühim bir yolun üzerinde bulunması istemeyen Fransa, Birleşik Krallık ve Sardinya
Krallığı, yanımızda yer aldı.Rusya yenildi ancak kazanan Osmanlı mı oldu, pek anlayamadık.

Ağır şartlar altında cereyan eden bu savaş, Osmanlı’nın ölüm fermanı gibiydi.Hazinemiz berbat durumdaydı
ve koskoca Osmanlı Devleti, Avrupa’ya muhtaç kalmıştı.Savaş sırasında (1854’te) tarihimizin ilk borcunu
aldık.Tek cümle ile 19.yy Osmanlı’sını izah etmeye çalışalım.

Osmanlı Devleti 1854 yılında dış borçlanmalara başladı ve 1874 yılına kadar 15 ayrı dış
borç alımı gerçekleşti. Aynı dönem içinde 239 milyon lira borçlanıldığı halde, hazineye
yalnızca 127 milyon lira girdi.
1872’de kurulan Düyun-u Umumiye ise Osmanlı’nın içinden çıkılmaz durumunu daha da felaket hale
getirmiştir ve sonunu hazırlamıştır.

Osmanlı’yı ne Mondros Ateşkes Antlaşması ne 1.Dünya Savaşı ne de saltanatın kaldırılması yıkmıştır.
Bunların tamamı yalnızca sonuçtur.Osmanlı’yı bu sonuçlara getiren sebepler, yukarıda saymaya gayret
ettiğim vak’alardır.

1923…
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında hiçbir borç alınmadı.30, 34 ve 37’de kısa vadeli alınan borçların geri
ödemesinde hiçbir aksama yapılmadı.Ancak 2.Dünya Savaşı’ndan sonra alınmaya başlanan dış borçlar
şu an 550 milyar liranın üzerinde, karşımızda sırıtmakta.Her sene ortalama 60 milyar TL dış
borç stokumuz artmakta.
1954 yılında Demokrat Parti, bu borcu ödeyemeceğini açıkladığında Marshall yardımıyla birlikte
bir borç yenileme antlaşması yaptık.
Önü alınamayan bu borç, başka ülkelere imtiyazlar olarak döndü ve dönmekte.Eskiden adı kapitülasyon olan
bu düzen, şimdi ‘ilerlemek’ olarak kabul ediliyor.Osmanlı’yı yıkıma götüren bu düzen, bugün bağımsızcumhuriyetin
boğazında bir tasmaya dönüşmekte.
Kısa bir müddet önce hayvancılık ve tarım yuvası olan yurdumuza Angus ithal etmiştik…

Bugünü kurtaralım derken, yarınımızdan olmayalım…

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: